2. sayfa (Toplam 2 sayfa)
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 14:31 14-Ağustos-2019
gönderen kırmızı kedi
pisagoy yazdı:neolitik yerleşimler
İnsanın yoğun avcılık-toplayıcılıktan üretime, göçebelikten yerleşik yaşama geçtiği, MÖ yaklaşık 10.000 yıl öncesinden başlayan ve "İlk Üretimciliğe Geçiş Evresi" olarak da adlandırılan Neolitik Çağ'ın en önemli özelliği, besin sorunlarının çözümüyle gerçekleştirilen büyük bir "devrim" olmasıdır. Neolitik Çağ insanı, bazı bitkileri tarıma almış, birçok hayvanın da evcilleştirilmesini gerçekleştirmiş; avcılığın yerine hayvancılık, toplayıcılığın yerine ise tarım ya da rençberlik geçmiştir. İnsanoğlu ilk kez bu dönemde, doğa ile ilişkisini kendi lehine çevirmeyi başarmıştır. Üretimle birlikte gelen yerleşik yaşam, köylerin ve giderek kentlerin kurulmasına yol açmıştır. Arkeologlar tarafından, ilk kez bu çağda ortaya çıkan, besinlerin depolandığı, taşındığı, pişirildiği çanak çömlek yapımı kıstas alınarak, Çanak Çömleksiz ve Çanak Çömlekli diye iki alt döneme ayrılan Neolitik Çağ, Anadolu ve Trakya'da, bugüne kadar bilinen, 400'e yakın yerleşme ile temsil edilmektedir. Bu yerleşmeler arasında yer alan Çayönü (Diyarbakır), Cafer Höyük (Malatya), Aşıklı Höyük (Aksaray), Kuruçay (Burdur), Çatalhöyük (Konya) ve Hacılar (Burdur) gibi yerleşmeler, gerek küçük buluntuları, gerek mimari kalıntıları, gerekse o dönem insanının sanatsal, dinsel yaratımı açısından bu çağın en ilginç yerleşmelerinden bazılarıdır.
http://tayproject.org/veritab.html
http://tayproject.org/downloads/Neolitik_SH.pdf
bilge adam pisagoy
Bilgelik
Bilgelik, bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bu vasıfları taşıyan kişiye bilge denir. Bilginin, sağduyu, derin görüşlülük ve muhakemeli mantık ile tatbiki.
Akıl ve Bilgelik anlamları bazı durumlarda birbiriyle örtüşür. Bilgelik veya derin görüş, bir meziyet olarak kültürel, felsefi ve dinî kaynaklarda geçmektedir.
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 00:23 21-Ağustos-2019
gönderen rüya_mavisi
Barok ve Rokoko tarzı nedir?
Barok mimari, 16. ve 18. yüzyıllarda gelişen ve müzik, resim ve edebiyat alanından sonra mimaride de kendine önemli ölçüde yer edinen akımdır. İtalyan kiliselerinde gücünü tanrı ve mitoloji taslaklarından alan ve işlemeli duvarlar, görkemli bahçelerle donatılmış mimari yapıdır.
17. yüzyılın ortalarına doğru Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye karşı tepki olarak doğmuş olan barok stilin hatları gibi eğri büğrü çizgili motiflerden ibaret olup Baroktan daha ince ve şekillerin kıvrımları daha zarif bir stildir.
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 16:15 26-Ağustos-2019
gönderen pikache
Gotik Nedir?
Kimi kaynaklara göre Gotik kelimesinin kökeni Got’lardan gelir. Ancak Got’lar göçebedir, belirli bir mimari geleneği yoktur. Gotik akım doğduğunda, Got’lar ortadan kalkalı 600 yıl olmuştur. Bu sözcüğü ilk kez kullanan Rönesans dönemi İtalyan sanatçıları için Gotik terimi, klasik biçimlere karşı çıkan Kuzeyli barbarların, özellikle Cermen kökenli halkların kültürünü simgeleyen bir sözcük olarak kullanılır. İlk olarak 1530’larda İtalyan ressam ve mimar Giorgio Vasari tarafından, kabalığa ve barbarlığa gönderme yapılarak kullanılmıştır.
Gotik öncesinde hakim olan Roman sanatında olduğu gibi, Gotik sanatına yön veren kişiler de din adamı kökenlidir. Ancak yine de sanatın gelişmesine olanak tanıyan ortam, şehirli tüccarlar ve sanatkarların ağırlık kazandığı şehir ve kasaba kurumlarıdır. Gotik üslup bir önceki döneme göre şehirlere daha yakındır ve şehir ile iç içedir. Bu yüzden, Gotik sanatın başlıca eserleri olan katedrallerin bu şehirli grupların ve şehirlerin gücünü gösteren eserler olduğu söylenebilir. Ayrıca Gotik sanatın dini içerikli görünümü de Roman sanatından farklı olarak, daha madde ötesi bir ruhsallığa bürünmüş ve daha özgün bir nitelik kazanmıştır.
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 19:15 26-Ağustos-2019
gönderen sonerium
Kendinize kısa sorular sormaktan vazgeçmeniz de iyi olmuş. Formatı sevdim.
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 22:06 30-Ağustos-2019
gönderen pisagoy
kırmızı kedi yazdı:
bilge adam pisagoy
Bilgelik
Bilgelik, bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bu vasıfları taşıyan kişiye bilge denir. Bilginin, sağduyu, derin görüşlülük ve muhakemeli mantık ile tatbiki.
Akıl ve Bilgelik anlamları bazı durumlarda birbiriyle örtüşür. Bilgelik veya derin görüş, bir meziyet olarak kültürel, felsefi ve dinî kaynaklarda geçmektedir.
sonerium yazdı:Kendinize kısa sorular sormaktan vazgeçmeniz de iyi olmuş. Formatı sevdim.
Depresyon (çöküntü) nedir?
Sözlük anlamı olarak depresyon; uyaranlara karşı duyarlığın azalması, girişim gücünün ve kendine güvenin yiterek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal bozukluk (çöküntü) durumudur. “Major Depresyon” olarak da isimlendirilir. Depresyon ciddiye alınması gereken ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Depresyon her yaşta görülür ama genellikle gençler ve kadınlarda daha yaygındır. Kadınlar doğumdan sonra doğum sonrası depresyonu adı verilen durumu yaşayabilir.
Kendinize Bir Soru Sorun ve Onu Cevaplayın #3
Gönderilme zamanı: 18:31 10-Eylül-2019
gönderen Kaan Daltaban
Divan Edebiyatı
Divan edebiyatı, Türklerin, müslümanlığı kabul etmelerinden sonra islam medeniyetini etkisinde ortaya koydukları edebiyat türüdür. İslami edebiyat, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, saray edebiyatı, enderun edebiyatı, klasik edebiyat, eski edebiyat gibi adlarla da anılan bu edebiyat en yaygın kullanımla Divan Edebiyatı adıyla anılmıştır. Bunun nedeni şairlerin manzumelerini topladıkları eserlere Divan denilmesidir. Divan Edebiyatı, saray ve medrese çevresinde aydın topluluğun edebiyatı olarak gelişti. Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra medrese kültürü ile yetişen şairlerin Farsça’yı edebiyat dili olarak benimsemeleri, aruzun Türk Edebiyatına da girmesini sağladı. Divan şiiri, kurallarını Arap ve Fars edebiyatından alan aruz vezni ile yazıldı. Gazel ve kasidenin Arap, mesnevi ve rubainin Fars edebiyatı kökenli olmasına karşılık daha az kullanılan tuyuğ ve şarkı Türklerin Divan edebiyatına kazandırdığı nazım şekilleri olmuştur. Genellikle aşk temalı şiirler yazılırken, söz sanatına ve mazmunların kullanımına çok önem verildi. 19. yüzıldan sonra Divan edebiyatı gittikçe zayıflamaya başladı. Büyük şair ve yazarların yetişmemesi, yetişen şairlerin kendisinden öncekileri taklit etmesi ve son olarak Namık Kemal başta olmak üzere Divan edebiyatının konusuna yönelen tenkitler bu edebiyatın gözden düşmesine yol açtı. Batı edebiyatının etkisindeki Tanzimat edebiyatı ile birlikte yeni biçimler ve konular kullanılmaya başlandı.